Pandemi sürecinde Elif Seda ile Petzl PPE Competent hakkında kısa bir röportaj yapmıştık, yeni yayınlama fırsatım oldu, herkese iyi okumalar.
Elif Seda Kimdir?
1982 yılı , Eminönü doğumluyum. Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliğinden mezun olduktan sonra Jeotermal Enerji Sektöründe, “Arama Jeoloğu” olarak 5 yıl çalıştım. 2013 yılından beri Rüzgar Enerjisi Sektöründe teknisyenlik, iş güvenliği uzmanlığı, eğitmenlik, kalite mühendisi ve yöneticilik gibi farklı kademelerde görev aldım. Halen bir firmada Genel Koordinatör olarak çalışmaktayım.
PETZL PPE Competent Person olmak tam olarak nedir? Bize açıklayabilir misin?
Petzl PPE Competent person Türkçesiyle Petzl KKD Yetkin kişisi demek. Fransız ekipman üreticisi olan Petzl’ın ürettiği Kişisel Koruyucu Donanımları tanıyan ve bunları periyodik muayenelerini yapmaya yetkin kişi, anlamına geliyor aslında. Yetkinlik bu anlamda bir yetkinlik. Bu yetkinliği kazanmak için de Petzl’ın şart koştuğu eğitimleri alıp, sınavlarından başarılı olmak gerekiyor.
PETZL inspection eğitim süreci nasıl işliyor? Nerede ve ne zaman aldın?
Petzl’ın eğitim süreci internet sitelerinden başvuru ile yapılıyor. Bu başvuru bulunduğunuz ülkedeki distribütöre iletiliyor ve onay ile size geri dönülüyor. Eğitimi Petzl Technical Institute‘lar verebiliyor. Bunların en büyüğü merkez Fransa Crolles enstitü. Eğitim toplam 3 gün sürüyor. Bunun 2 günü teorik ve pratik eğitim, 1 günü teorik ve pratik sınav. Sizin gerçekten yetkinliği kazandığınıza emin olmak istiyorlar. Bende ilk eğitimimi 2015 yılının kasım ayında Fransa Crolles tesislerinde almıştım. Daha sonra 2018’de yenileme eğitimi ve eğitmenlik eğitimini yine Fransa’da aldım. Türkiye’de yaşanan distribütör değişimi nedeniyle, umarım Petzl Teknik Enstitü statüsü ülkemizde de olur. Eğitimler için hele bu pandemi sürecinde; yurtdışına taşınmak zorunda kalmayız.
Eğitim içeriği sadece Petzl ürünleri için mi geçerli? Bu sertifikayı alan kişilerin diğer ürünleri kontrol edebilmesi durumuna PETZL tarafından nasıl yaklaşılıyor?
Verilen eğitim öncelikli olarak Petzl ürünleri için geçerli. Fakat üretilen KKD’lerin hepsi belli standartlara göre üretilme zorunluluğu olduğu için muayene yetkinliği kazanmış bir kişi diğerlerini de kontrol edebilir. Bunu kısıtlayan yazılı bir belge yoktur.
Petzl ürünlerini Petzl Muayene yetkin kişisinin kontrol etmesi garanti açısından önemlidir. Bunu da zaten ekipmanda herhangi bir sorun olduğunu düşünüyorsak distribütör aracılığıyla Petzl merkeze iletiliyor. Öncesinde distribütörde kontrolleri yaptığı için sorun olmuyor.
Bu durum; EN365:2005 Personal protective equipment against falls from a height — General requirements for instructions for use, maintenance, periodic examination, repair, marking and packaging de belirtilmiştir.
Avrupa ve Türkiye’de bu konuda illaki şu kişi yapacak diye bir kural veya yönetmelik maddesi yoktur.
Önemli olan sizin herhangi bir üreticiden onaylı bir eğitim almanız ve ne yapmanız gerektiğini sindirmenizdir. Gerisi farklı da olsa malzemelerin teknik ve kullanım bilgilerine ulaşıp orda ayrıca belirtilen özel bir durum var mı onu kontrol etmelisiniz.
Türkiyede KKD kontrolü ile Petzl standartında KKD kontrolü ne kadar farklı?
Aslında böyle bir ayrım yapılacak bir durum yok şu an. Az önce belirttiğim EN365:2005 standardı bizim daha önce adı Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanlığı olan şimdiki TC. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde kabul ettiği ve uyulmasını istediği standartlardan biride bu standart. Fakat iş güvenliği kavramı hala çok fazla oturmadığı için ve içerik bilgileri zayıf olduğu için bu konu kafa karıştırıyor.
Bu standart aslında hem üretim hemde sonrasında ki kullanım, muayene ve tamiride kapsadığı için Petzl ve diğer üreticilerde bu standarttaki gerekliliklere göre üretim ve sonrasındaki muayene, bakım ve tamir desteği yapmak zorundalar. Muayeneleri de sadece kendileri yapamayacağı için insanları eğitmek durumu doğuyor.
Üreticiler bu standarda göre, ürettikleri ekipmanların nasıl kontrol edileceğini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkça yazmakla yükümlüler. Bu durum Avrupa ya ürün üreten, ihracat yapan tüm firmalar için geçerli.
İş güvenliği uzmanlığı kariyerinde bu belgenin artıları ne oldu? (Veya artıları oldu mu?)
Her eğitim mutlaka farkındalık yaratır. İş güvenliği uzmanlığımada katkısı çalıştığım sektörler nedeniyle oldu. Son 7 yıldır farklı alanlardada olsa yüksekte çalışma yapılan işlerde çalışıyorum.
Kullanılacak KKD’yi görsel olarak kullanıcı üzerinde göz atmak bile sürekli kullananın bile farketmediği kusurları farketmenizi sağlıyor.
Yanlış kullanım KKD ye en çok zarar veren etken Türkiye’de ve çok yaygın. Muayenesini yaptığını ekipmanların kullanım kılavuzlarına mutlaka göz atmalısınız. Kişiye ekipmanı verip; al bu senin, kullan demekle iş veren sorumluluğunu yerine getirdim sanıyor. Kullanım eğitimini de vermesi gerektiğini umursamıyor veya bilmiyor.
Okuma kültürümüz çok gelişmediği içinde çoğu çalışan ne kullanım kılavuzu ister ne de merak eder. Ordan burdan gördüğü şekilde başlar kullanmaya. Kim doğru kim yanlış kullanıyor bilinmediği için bir bakmışsın bir kişinin yanlışı 5 kişinin yanlışı olumuş.
Aynı zamanda KKD eğitimleri veren birisin, bu eğitimin standarlarından ve geçerliliğinden bahsedebilir misin?
Kendi verdiğim eğitim Petzl in belirlediği içerik ve standartlarda olmak zorunda. Eğitimlerde bunu öğretiyorlar, eğitim teknikleri, kullanılacak materyal yöntem, değerlendirme sınav sistemi tamamen onların yönlendirmesiyle belirleniyor. Eğitimde kendi eğitimlerinde kullandıkları içeriği eğiticiyle paylaşıyorlar. Bende ona göre eğitimlerimi veriyorum.
İple Erişim teknisyenliği eğitimi almış birisin. İş güvenliği uzmanı olarak değerlendirirsen Türkiye’de iple erişim sektörü diğer iş kollarına kıyasla nasıl? (Daha mı güvenli? yoksa daha mı kötü?)
Daha güvenli daha güvensizi belirleyen çalışan kişi ve güvenlik bilinci aslına bakarsanız bana göre. Kaza sıklık oranlarına baktığımızda çokta parlak değiliz bu konuda. Ülkemizde bildirilmemiş kaza(lar) diye bir gerçek var. IRATA ve Sprat bu kaza kayıtlarını tutmaya gayret ediyor ama bildirilmemişleri ordan burdan duyuyoruz maalesef.
Ülkemizde iş güvenliği ve/veya iple erişim sektörünün eksikleri nelerdir? Kısaca bahsedebilir misin?
Maalesef ülkemizde yasal zorunluluğu var diye iş güvenliği uygumaları zorla verilmeye ve uygulanmaya çalışılıyor. O da ne kadar başarılı kaza istatistiklerinden belli.
İple erişim eğitimleri . IRATA ve SPRAT üzerinden verildiği için ve sınav değerlendirmeleri hali hazırda belirledikleri standartlara göre yapıldığı için güvenlik bilinci verilmeye çalışılıyor. Ama tabi kişinin kendi algısına kalıyor günün sonunda her şey.
Güvenlik bilinciniz varsa sokak temizleyen bir görevlide olsanız iple erişim teknisyenide olsanız güvenlik kurallarına uyarsınız. Bu bilinç yoksa; ben biliyorum, bişey olmaz nasılsa deyip tehlikeye daha açık halde çalışmanızı yaparsınız. Bu demek değil ki güvenli çalışmaya gayret edenin başına kaza gelmez veya güvensiz çalışan kesin kaza geçirir. Bizim güvenli çalışma kavramını çocukluktan itibaren vermemiz lazım halkımıza.
İple erişimci arkadaşların çoğu gözü kara. Bu işte çok para kazanırım diye eğitim alıyor. Sonrasında eğitimi aldım ben bu işi biliyorum artık diyorlar. Pratikte sahada karşılarına bir sürü sorun çıkıyor.
Ne iş yapacaklarını, hangi koşullarda çalışacaklarını bilmeden hemen işe gönüllü olmakta bazen hezimet getiriyor. Önce kendilerini tartmak yerine, iş sırasında fark ediyor çoğu bana göre değil bu iş diye. Nereden baksanız yüzlerce kişi her yıl 1. Seviye için eğitim alıyor, sonra kaçı bir sonraki seviyeye geçiyor. Level 1’de 2 sene çalışıp, şu an market işleten, hırdavatçılık yapan kişiler tanıyorum.
Bir de bencillik ve saygısızlık sorunumuz var. İple erişim takım işi, güvenlik açısından kimse tek başına çalışmamalı. Seviyelerine ve deneyimlerine göre; önce kendilerine, sonra beraber çalıştıkları arkadaşlara saygı duyup paylaşımcı olmaya gayret etmeliler.
Eklemek istediğin bir şey var mı?
Her şey için teşekkür ediyorum öncelikle sana. Jumartesi.net in yavaş yavaş seviye atladığını görmek beni mutlu ediyor.